“`html
Erdoğan’ın TRT World Forum’daki Konuşmasından Önemli Noktalar
Değerli katılımcılar, saygıdeğer hanımefendiler ve beyefendiler, en içten duygularımla sizleri selamlıyorum. Bu yıl dokuzuncusunu gerçekleştirdiğimiz TRT World Forum’da bir arada olmanın büyük mutluluğunu yaşıyorum.
Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından foruma katılım gösteren sizlerin, barış ve hoşgörünün sembolü güzel İstanbul’umuza hoş geldiniz diyorum.
Forumun, insanlığın karşılaştığı temel sorunlar üzerine düşünmek ve tartışmak için önemli bir platform haline geldiğini görmekteyiz. 2017 yılından beri bu başarılı organizasyonu gerçekleştiren TRT yönetimini ve ekibini içtenlikle kutluyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Türkiye’nin gurur kaynaklarından biri olan TRT’nin, insan odaklı yayıncılık anlayışıyla dünyanın dört bir yanına hakikati ulaştıran programlarıyla bizler için bir onur kaynağı olduğunu belirtmek istiyorum. TRT World Forum, bu misyonun en güzel örneklerinden biri olarak yedi kıtada tanınmaktadır.
Bugüne kadar farklı alanlarda yaklaşık bin konuşmacı burada fikirlerini ve önerilerini paylaşmış, on binden fazla katılımcı ise yerinde etkinlikleri izlemiştir. Her yıl farklı konular etrafında, ekonomi, siyaset, güvenlik, medya ve uluslararası ilişkiler gibi alanlarda değerli isimlerin görüşlerini buradan dinleme fırsatını yakaladık.
Bu yılki forumun konusu “Küresel Yeniden İnşa: Eski Düzenden Yeni Gerçeklere” şeklinde belirlenmiştir. Önümüzdeki iki gün boyunca 35 farklı ülkeden 132 uzman konuşmacı ve 2000’den fazla katılımcıyla global meseleler için yenilikçi çözümler arayacağız. Bugün geçmekte olduğumuz zorlu süreçler göz önüne alındığında, bu değerli fikirlerin paylaşılacağı ortamın önemi daha da artmaktadır.
“BM GÜVENLİK KONSEYİ, ADİL KARAR ALMA YETENEĞİNE SAHİP DEĞİL”
Gerçek şu ki, insanlığın geleceğini tehdit eden konular üzerinde ne kadar çok tartışırsak, etkili çözümlere o kadar yaklaşabiliriz. Burada yapılacak olan tartışmalar ve ortaya koyulacak olan görüşlerin, tüm insanlığın barış ve huzur arayışına katkıda bulunmasını umuyorum.
Medya ve diğer global meselelerin detaylı bir biçimde ele alınacağı bu forumun başarılı geçmesini diliyorum. Misafirlerimize fikirleri ve önerileriyle katkılarından ötürü teşekkür ediyorum.
Bugün yaşadığımız her gün, daha adil ve kapsayıcı bir uluslararası sistemin inşasına duyulan ihtiyacı gösteriyor. Savaşlar, çatışmalar, eşitsizlikler ve adaletsizlikler, tüm insanlığın gündemini meşgul ediyor.
İkinci Dünya Savaşı sonrası şekillenen mevcut sistem, günümüz gerçeklerine uymaktan oldukça uzaktır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin adaletsiz karar alma yapısı, ortak sorunlarımıza çözümler geliştirmeyi başaramıyor.
Çoğu zaman sorunlar ve çözüm yolları aşikârken, dünyanın birçok yerinde masum insanlar yaşamlarını yitiriyor. Türkiye olarak insanlığın kaderinin beş ülkenin insafına terk edilmemesi gerektiğini düşünüyor ve “Dünya beşten büyüktür” diyoruz.
En büyük insani krizlerde, insan hakları ihlallerinde karar almada geciken sistemin, yenilikçi fikirlere ve güncel gelişmelere ihtiyaç duyduğu aşikardır.
Son iki yılda Gazze’de yaşananlar, gözler önünde cereyan etti. İsrail hükümeti, 20 binden fazla çocuğun da aralarında bulunduğu 70 bin Gazzeli’yi hayattan kopardı. 170 binden fazla kişi yaralandı. Gazze’de neredeyse tek bir yapının bile ayakta kalmadığı durumda, insani felakete ve vahşete tanıklık ediyoruz.
‘DÜN GEREKEN CEVABI VERDİM’
Okullara, kiliselere, camilere, hastanelere yönelik kasıtlı saldırılar gerçekleştirildi. Hâlâ “İsrail masum” deniliyor. Ancak nükleer silahları ve en güçlü bombaları olan bir ülkenin, Gazze’ye istediği zaman saldırı düzenlemesi nasıl masumiyet oluşturur?
Dün gerekli ifadeleri burada dile getirdik. Şunu açıkça söylemek isterim: İsrail, zalim bir anlayışa sahiptir. Bombalar bu topraklarda, çeşitli menzilli silahlar mevcuttur. Bunu kabul etmek mümkün değil. Türkiye olarak bunu asla kabullenmeyeceğiz.
İsrail şu an, özellikle çocuklara karşı açlığı ölümcül bir silah gibi kullanıyor. Az önce ekranda gördüğümüz, sağlıklı bir şekilde büyüyemeyen çocuklar bunun en büyük kanıtıdır.
Gazetecilerin, sahadaki gerçekleri ortaya koyma çabası karşısında, İsrail’in yalana dayalı propaganda makineleri öldürücü bir şekilde saldırılarına devam ediyor. 270 gazeteci hayatını kaybetti. Filistinli gazeteciler, sadece hayatlarını değil, ailelerini de kaybetti. Bu acılar, insanlık olarak hepimizin vicdanını sarsmalıdır.
Son olarak, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun aldığı kararların, Güvenlik Konseyi’nin çıkar hesapları yüzünden uygulanmadığını üzülerek belirtmek isterim.
“ULUSLARARASI BASININ SORUMLULUKLARI VAR”
Değerli dostlar, Gezi olayları sürecinde İstanbul’da kurulan kamp alanları gibi, uluslararası basının da Gazze’de kötü bir habercilik sergilediği gözlemlenmiştir. Bizler, tüm bu yaşananların üstüne gitmeye ve sorumluluk almaya hazırız. Lahey Adalet Divanı başta olmak üzere, gerekli yasal süreçleri başlatmaya kararlıyız.
Geçtiğimiz haftalarda, desteklerimizle Hamas ve İsrail arasında bir ateşkes sağlandı. Gazze halkı artık biraz nefes alabiliyor. Fakat, Hamas’ın anlaşmayı koruması noktasında dikkatli olduğunu görmekteyiz; İsrail ise her an bu durumu bozmak için bahaneler yaratmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde, yine çok sayıda Gazzeli’yi kaybettik. İsrail’in ciddiyetsiz yaklaşımı, çatışmaların yeniden başlamasına neden oluyor. Ateşkesin devam etmesi, insani yardımların Gazze’ye ulaşması ve bölgenin yeniden inşası, ancak baskı altında mümkün olacaktır.
“TÜRKİYE, GAZZE İÇİN HER ZAMAN HAZIRDIR”
Türkiye, Gazze’nin yeniden inşası için tüm gücünü eve taşın altına koymaya hazırdır. Bugün ve yarın da Filistinli kardeşlerimizle birlikte olacağız ve iki devletli çözümü savunmaya devam edeceğiz.
Filistin’i tanıma kararlarının alınmasını önemli bir adım olarak görüyoruz. Henüz bu yönde bir karar almayan tüm ülkeleri, Filistin devletini tanımaya davet ediyorum.
Sevgili dostlar, dünyadaki gelişmeleri sadece izlemek değil, buna çözüm getirmek gerekmektedir. Değişim ve dönüşüm için sorumluluk almanın önemine inanıyorum ve bu anlayışla hareket ediyoruz.
Ülkemiz, insan üzerindeki insani sorunlara duyarsız kalmamak adına her türlü çabayı göstermektedir. Ukrayna-Rusya arasındaki savaşa adil ve kalıcı bir çözüm bulunabilmesi için ne gerekiyorsa üstlenmeye hazırız. Her iki tarafta da barış sağlanmalı ve halkların bir arada yaşaması sağlanmalıdır.

Geçtiğimiz yıl Somali ile Etiyopya arasındaki gerilimlerin çözümüne yardımcı olduk. Ayrıca Afganistan ve Pakistan arasındaki durumu da stabilize etme adına önemli adımlar attık. Milli İstihbarat Teşkilatımızın arabuluculuk çalışmaları, bu ilişkilerin devamlılığı içindir.
Şunu belirtmek istiyorum: Artık hiçbir ülke, kendini sınırlarının içine kapatma hakkına sahip değildir. Coğrafi olarak yanındaki sorunları göz ardı etme lüksü yoktur. Gazze, Afganistan veya Sudan’daki sorunlara kayıtsız kalanlar er geç bunun bedelini ödeyeceklerdir.
Herkesin kendine düşen payı olduğunu unutmaması gerekiyor. Zulme göz yummak, ona ortak olmaktır. Bizler zulme rıza göstermemeliyiz ve gelişmelere dikkat etmeliyiz.
Son günlerde Sudan’dan gelen acı haberlerle ilgili olarak, El-Feşir’de sivillere yönelik gerçekleştirilen katliamları en güçlü şekilde kınıyoruz. Bu tür saldırılar anında durdurulmalıdır.
Sağduyulu bir toplum olarak, masum insanlar için duyarlı olmalıyız. Medya temsilcilerimizden de Sudan’daki kardeşlerimizin dramını dünyaya घोषित ederek destek vermelerini istiyoruz.
Değerli misafirler, TRT’nin global barış adına yürüttüğü tüm çalışmalarda kritik bir önemi vardır. Bugün 17 televizyon kanalı, 17 radyo kanalı ve dijital platformlarıyla dünya genelindeki insanlara ulaşıyoruz.
TRT World ve TRT Arabi üzerinden sağladığımız haber akışı, medyada manipülasyonun yaygınlaştığı bu dönemde, hakikat odaklı yayıncılığın zeminini oluşturmaktadır.
Türk dizileri, dünya genelinde milyonlarca insan tarafından ilgiyle takip ediliyor. Bu yapımlar sayesinde, hem dilimizi hem de kültürümüzü en güzel şekilde tanıtma fırsatı buluyoruz.
“AİLE KURUMU TEHDİT ALTINDA”
Aile müessesesi, ciddi bir tehdit altındadır. Çarpık ilişkiler dijital platformlar aracılığıyla özendirilmektedir. “Özgürlük” adı altında her türlü ahlaksızlık meşrulaştırılmaktadır.
İnsani ve ahlaki değerlere önem vermek adına daha fazla çaba göstermemiz gerekmektedir. Bu noktada, TRT’nin aile odaklı içeriklere önem vermesi ve bu konulardaki çalışmalarını artırmasını takdirle karşılıyorum.
Rabbim yolunuzu açık etsin; en doğru ve en ahlaklı olanı savunma konusunda kararlılığınızı sürdürmenizi temenni ederim.
“`